Türkiye Lise Eğitimine Genel Bakış

Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye eğitim sistemindeki en önemli kırılma, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve 30 Mart 2012 tarihinde çıkarılan kanunla gerçekleşti. Bu kanunla; Temel Eğitim olarak bilinen ilkokul ve ortaokul ile Ortaöğretim kurumları olan lise eğitiminde köklü değişiklikler yapıldı. Her kademedeki eğitim kurumlarının farklı sınıflarına “seçmeli dersler” adı altında Arapça, Kuran-ı Kerim, Peygamberin Hayatı gibi başlıklarla öğretim programları monte edilerek, tüm okullar İmam Hatip okullarının farklı birer modeli haline dönüştürülmeye başlandı.

Siyasi iradenin dünya görüşü ve ideolojisine göre yetiştirilmesi düşünülen insan modeli de, bu yasayla birlikte uygulamaya başlanılan öğretim programlarıyla daha bir netleşti. Bu insanın; imam hatip okullarının öğretim programlarının ve eğitim-öğretim uygulamalarının, eğitim sisteminin ana dinamosu olarak kabul edilmesiyle ve tüm eğitim kurumlarında uygulanmasıyla gerçekleşeceği kabulünden hareket edildi.

Bu kanunun yürürlüğe girdiği 2102 yılı sonu MEB istatistiklerine göre; İmam Hatip Lisesi okul sayısı 537, bu okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı 268245 iken (1), 2016-2017 eğitim öğretim yılı sonunda bu okulların sayısı 1452, öğrenci sayısı ise; 645318 (2) olmuştur. Altı yıllık sürede okulların sayısındaki artış % 170.39, öğrencilerin sayısal artışı % 140.57 olmuştur.

Aynı dönemde Açık Öğretim Lisesine kayıtlı öğrenci sayısında da; % 128,62 lik bir artış söz konusu olmuş, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Açık Öğretim Lisesi’nde 680.139 öğrenci kayıtlıyken, 2016-2017 eğitim öğretim yılı sonunda bu sayı 1.554.938’e çıkmıştır.

Ortaöğretim olarak adlandırılan ve 30Mart 2012 tarihinde kabul edilen kanunla zorunlu eğitim kapsamına alınan Liselere öğrenci kayıtlarıyla ilgili muamma sürmektedir. Yukarıdaki sayısal veriler bu anlamda dikkat çekicidir. Zira; 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı liselere geçiş amacıyla yapılan Merkezi Sınav sonuçlarına göre öğrenci alacak Bakanlık tarafından “Nitelikli Okul” olarak tanımlanan liselere, 126.510 öğrencinin kaydı yapılacak. Bu sayı 8. sınıf öğrencilerinin yaklaşık onda birine tekabül etmektedir. Öğrencilerin yüzde doksanı Bakanlığın belirlediği başkaca ölçütlere göre çeşitli ortaöğretim kurumlarına kaydolacaktır.

Sınavla öğrenci alacak liselerin sayısı 1368 dir. Bu okulların; 309’u Fen Lisesi (34.500 öğrenci), 89’u Sosyal Bilimler Lisesi (9.4540 öğrenci), 222’si Anadolu Lisesi (34.530 öğrenci), 297’si Anadolu İmam hatip Lisesi (28.770 öğrenci) ve 450’si Meslek Teknik Anadolu Lisesi (19.260 öğrenci) dir. Türkiye’nin 34 ilinde sınavla öğrenci alacak Anadolu Lisesi bulunmamaktadır. Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Malatya, Muğla gibi büyük şehirlerde yalnızca 1 (bir) Anadolu Lisesi sınavla öğrenci alacak okullar listesindedir. Ancak, tüm illerde sınavla öğrenci alacak Anadolu İmam Hatip Lisesi bulunmaktadır.

Ortaöğretim kurumu olarak adlandırılan liseler, Temel eğitim ile Yüksek öğretim arasındaki eğitim kademesidir. Kuruluş amacı; ortaöğretim seviyesinde genel kültür vermek, öğrencilerin, kişi ve toplum sorunlarını tanımalarını ve çözüm yollarını aramaya yönelmelerini sağlamak, iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmaya katkıda bulunmaları gerektiği bilincine ulaşmalarına yardımcı olmak, kabiliyetleri doğrultusunda yüksek öğretime ve mesleğe ve iş hayatına hazırlanmalarını sağlamaktır. (3)

Liselerin tercih edilme nedenleri arasında öncelik, liselerden mezun olan öğrencilerin üniversite sınavlarında gösterdikleri başarı durumudur. Bu durum kayıt tercihinde birinci sırada yer almaktadır. 2016 yılı Üniversitelerarası seçme sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan yüksek öğretim kurumlarına yerleşen öğrencilerin mezun oldukları liselere göre başarı oranlarına bakıldığında, lise tercihlerinde Fen Liselerinin ve Anadolu Liselerinin neden öncelikle tercih edildikleri daha bir anlaşılacaktır.

2016 yılında ÖSYS sonuçlarına göre yüksek öğretim kurumlarına yerleşen öğrenci sayısının, okulların toplam öğrenci nüfusuna oranları;

Fen Liseleri; % 86.78, Anadolu Liseleri; % 69.44, Genel Liseler; % 20.50, İmam hatip Liseleri; % 21.96, Akşam Liseleri; %1.67 dir (4). Bu veriler; siyasi iradenin tüm nüfuzuyla koruyup kolladığı ve eğitim bütçesinden aslan payını ayırdığı İmam Hatip Liselerinin, Yüksek Öğretime geçiş amacıyla yapılan sınavlarda istenen başarıyı yakalayamadığının somut göstergesidir. “Kindar ve dindar nesil yetiştirme” şiarıyla düzenlenen bu sistem, istenilen düzeyde başarı sağlamamıştır. Dahası ülkenin geleceğinde söz sahibi nesilleri yetiştirmek üzere eğitimin merkezine alınan bu okullar; basına da yansıdığı gibi, “ deistlerin yetiştiği” kurumlara dönüşme zaafıyla karşı karşıya kalmıştır. O zaman, sınavla öğrenci alacak Liseler arasında her ilde İmam Hatip Lisesinin bulunması tesadüf değil, bilerek yapılmış bir düzenlemedir. Yüksek puan alan ortaokul mezunu öğrencileri; başkaca seçenekle yüz yüze getirmeden, bu okulları tercih etmelerine mecbur bırakmaktır.

Bu sınavlarda ancak ve ancak % 1 lik bir başarı gösteren Açık Öğretim Liseleri ayrıca sorgulanmalıdır. Kanunlar öncelikle idareyi, yani devlet organlarını bağlar. Devlet, zorunlu eğitim kapsamında olan lise eğitimine uygun çözümler üretmek ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda belirtilen bu kademe eğitimle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmek durumundadır. Bu çağ öğrenci nüfusunun dörtte biri, Açık Öğretim Lisesi’nde kayıtlıdır.

Eğitim ve öğretim etkinlikleri, okullarda; amaçlara uygun olarak düzenlenen dersliklerde, atölyelerde, laboratuarlarda, spor salonlarında, bilgi teknolojileri dersliklerinde, müzik dersliklerinde yapılır. Bu mekanlar; dersin, konunun, öğrenci grubunun özellikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak düzenlenir. Eğitim-öğretim etkinlikleri; öğrencilerin bedensel, zihinsel, sosyal, duygusal gelişim özellikleri dikkate alınarak ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak alan uzmanı öğretmenler ve eğitimciler tarafından planlanır ve uygulanırsa başarıya ulaşılabilir. Devletin zorunlu eğitim kapsamına aldığı ortaöğretim kademesi olarak adlandırılan lise eğitimiyle öğrencilerin edinmeleri gereken kazanımlar; okullarda düzenlenecek uygun eğitim ortamlarında ve öğretmen gözetiminde yapılacak planlı programlı uygulamalarla gerçekleşebilecek, bilgi, beceri, duygu, algı, tutum gibi ölçülebilir ve gözlenebilir kişiye özgü fenomenlerdir.

Ülkemizin geleceği olan öğrencilerin uygun ortamlarda eğitim almalarının sağlanması, devletin en önemli görevleri arasındadır. Bu çağ nüfusunun tamamının, okullar aracılığıyla eğitim ekinliklerine katılımını sağlamak durumundayız. Lise tercihlerinde, ailelerin ve öğrencilerin; hiçbir baskı altında kalmadan ve iradeleri doğrultusunda karar verecekleri ortamın ve alt yapının oluşturulması devletin birinci derecede sorumluluk alanı ve devredemeyeceği görevidir.

  1. MEB Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı 2011-2012 Eğitim Öğretim YılıMilli Eğitim İstatistikleri. 30 Mart 2012. ISSN / ISBN :1300-0993 / 978-975-11-3609-1 (sayfa: 94)
  2. MEB Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı 2016-2017 Eğitim Öğretim YılıMilli Eğitim İstatistikleri. 08 Eylül 2017. ISSN / ISBN :978 - 975 - 11 - 4422 – 5 (sayfa: 122)
  3. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanunu
  4. MEB Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı 2016-2017 Eğitim Öğretim YılıMilli Eğitim İstatistikleri. 08 Eylül 2017. ISSN / ISBN :978 - 975 - 11 - 4422 – 5 (sayfa: 16)

Ali Ekber PEKŞEN