İLKÖĞRETİM HAFTASI
İlköğretim deyince, aklıma lastik ayakkabılarımla ilkokula gittiğim günler, heyecanım, Amerikan yardımı diye bizlere içirilen süt tosundan yapma içtiğimiz süt aklıma gelir. Sınıf arkadaşlarım, yaptığımız geziler, müsamereler, yediğimiz dayaklar, mektep çayırında oynadığımız oyunlar gelir. En çok da sınıf öğretmenim aklıma gelir. O güler yüzlü, annemizden sonra en sevdiğimiz kadın gelir aklıma.
Nedendir acaba demeyeceğim çünkü bütün çocuklar aynı duyguyu yaşamaktaydı. Sınıf öğretmenlerini hayatının sonuna kadar unutmaları mümkün değildi.
Gün geldi öğrencilerin bu duygularını körelttiler. Önce beş yıllık ilköğretimin birinci kademesini dört yıla indirdiler. İmam Hatip Ortaokullarını sisteme monte etmek için 4+4+4 diye bir yapılanmaya giderek eğitim sistemini bozdular. Okulları, aile birliklerini, velileri, kantini, okul bahçelerini, öğretmenleri, görevlileri bir bir ayırdılar. Okul kültürünü yok ettiler.
Bununla birlikte ders programlarını değiştirerek bir çok derse branş öğretmeninin girmesini sağladılar. Sınıf öğretmenlerinin fonksiyonları, öğrencilerle olan bağları yavaş yavaş yok edildi.
Kişilik oluşumunda çok etkili olan sınıf yapısı bozuldu.
Buna rağmen bazı öğretmenlerin, velilerin çocuklara iyi bir eğitim verilmesi konusunda, laik ve çağdaş eğitimden inatla vazgeçmemeleri nedeniyle çok az da olsa sistem kör topal işlemeye devam etmektedir.
Bizler eğitimdeki bu bozulmanın farkında olarak yine de çağdaş ve bilimsel eğitimden yana tavrımızı sürdürerek laik, Atatürk ilkelerini benimsemiş, bilimsel eğitimden yana olan tüm paydaşların İLKÖĞRETİM HAFTASINI kutlarız.